13 Ağustos 2007 Pazartesi

Dağ Sıçanları ve Kış Uykusu

Dağ sıçanları sonbaharda kış uykusuna yatarlar. Bunun için yuvalarındaki odacıklardan birine çekilerek, yuvanın ağzını toprakla kaparlar. Sonra bedenlerini yuvarlayarak bir top halini alır ve derin bir uykuya dalarlar. Dağ sıçanlarının solunumu hemen hemen 'durdu' denecek derecede yavaşlar. Sıçanlar normal zamanlarda dakikada 262 defa soluk alırken, kış uykusuna
yattıklarında bu sayı 14'e düşer. Bu arada vücut ısıları da yavaş yavaş 140C ile 40C'ye iner. Oysa hayvanın normal vücut ısısı 370-400C arasındadır.
Hayvanlar Ans., C.B.P.C Publishing, Memeliler, s.241

Evrim teorisi, ancak bulundukları çevreye adapte olabilmiş canlıların varolma savaşını kazabileceklerini, diğerlerinin ise doğal seleksiyon sürecinde yenik düşerek türlerinin yok olacağını iddia etmektedir.
Oysa kış uykusuna yatan canlılar, bu anlamda yaşadıkları ortama adapte olamamış canlılardır. Yoğun kış şartlarında hayatta kalmaları mümkün olmaz. Bu durumda ilk kış mevsiminde tümünün ölerek nesillerinin tükenmesi gerekmektedir.
Ancak yer yüzündeki tüm canlıları yaratan Allah, onları da yaşadıkları ortama tümüyle uygun olarak yaratmıştır. Bu amaçla onlara kış uykusu gibi son derece karmaşık bir metabolizma yapısı vermiştir. Kış uykusuna yatan bir canlı yaşam fonksiyonlarını neredeyse durdurarak bir sonraki bahara kadar yer altındaki yuvasında yaşamını sürdürebilmektedir.
Normal bir canlının derhal öleceği şartlarda, kış uykusuna yatan bir canlı hayatta kalabilmektedir.
Kış uykusu, sadece metabolik bir değişiklik değildir. Bunun yanı sıra canlının sosyal olarak da öncesinde ve sonrasında bu bilinçle hareket etme zorunluluğu vardır. Örneğin kendisine önceden bu amaçla bir yuva hazırlamak, yuvanın kış boyunca makul bir ısıyı koruyabileceğini temin etmek, güvenliğini sağlamak ve kış boyunca kendisine yetecek kadar vucudunda yağ depolamak. Tüm bunlar kış öncesinde uzunca bir çalışmayı gerektirmektedir.
Kış uykusu örneğinde de görüldüğü gibi, bir canlının bulunduğu ortama uyum sağlaması tesadüflere bırakılamaz ve zamana yayılamaz. Aksine her canlı çok detaylı bir tasarım ürünüdür ve ancak üstün bir akıl tarafından yaratılmıştır. Bu Yaratıcı Alemlerin Rabbi olan Allahtır.

2/21- Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki sakınasınız.